7.3.17

UZUNHARMANLAR'DA BİR DAVETSİZ MİSAFİR - SEZGİN KAYMAZ




Herkese Merhabaa!

Bugün yazacağım yazı Sezgin Kaymaz’dan Uzunharmanlar’da Bir Davetsiz Misafir hakkında olacak efendim. Kitaba başlayalı yaklaşık dört gün oldu fakat gezmekten kitabı okuyamadım. Yoksa kesinlikle bu kadar uzamazdı çünkü çok akıcı, çok sürükleyici aynı zamanda da çok eğlenceli bir romandı. Sezgin Kaymaz kalemiyle tanışma kitabım oldu Uzunharmanlar ve bu tanışmadan çok memnun olduğumu belirtmek istiyorum. İsmen bildiğim yazarın kitaplarına elim pek gitmezdi ama ablacığım okuyup beğenince “eh madem okuyayım ben de” dedim, büyük bir beklentim yoktu. Ama çok sevdim çok.

 Uzunharmanlar mahallesinde bir bekar evi kiralayan Musa daha ilk geceden dehşete düşer. Gaipten sesler gelmekte, odalar kendiliğinden aydınlanıp kararmaktadır. Burası bir perili evdir galiba! Ancak... Eğer hakikaten perili evse mutlaka iyilik perilerinin merkezidir. Çünkü gaipten yalnızca ses değil çörek, börek, turşu, çay, temiz çamaşır, hatta tamirci bile gelmektedir. Ne yapacağını bilemeyen Musa, bir yandan olan biteni anlamaya çalışırken öbür yandan mahalle halkıyla tanışır. Üç kuşaktan doğma büyüme Ankaralı "Erzurumlu Teyze" ve kahverengi horozu Rıza, ürkütücü ev sahibi Beyabi, komşunun koca bekleyen kızı Aylin, "baba adam" kaportacı Kirkor, 7 x 24 burun karıştırma kapasitesine sahip küçük Kemal, adı var kendi yok gizemli kadın Aspendos... Derken ortaya bir gizemli kadın daha çıkar ve Musa'nın kafası büsbütün karışır.

Kitaba başlıyorsunuz ve sizi direk içine alıyor. Dil konusunda hiçbir sıkıntı yoktu bence, gayet akıcı, günlük bir dil vardı. Sezgin Kaymaz’ın yazarlığa adım attığı ilk kitabıymış Uzunharmanlar. Başlangıç kitabı olarak düşünürsek bir de çok başarılıydı bana göre. Kimine göre edebi olarak bir şey katmıyor olabilir ama valla ben böyle acayip konuları seviyorum ve sonda bir ters köşe olunca daha da bir seviyorum. Ayrıca okurken hayata dair bazı şeyleri düşündürdü bana. Okuyunca size de öyle düşündürür mü bilmem ama bahsedilen “denklem” olayı çok mantıklı geldi. Karakterler de çok sevimliydi. Hepsini okurken ayrı ayrı keyif aldım.

Aspendos ile tanışmanız çok uzun sürmüyor merak etmeyin. Asıl olaylar ondan sonra başlıyor da diyebiliriz zaten. Saklanılan sırlar, bu ikna etmeye çalışmalar neden oluyor, hep merak ediyorsunuz. Özellikle sonunu çok sevdim ben. Kitabın adının nasıl cuk diye oturduğunu anlayacaksınız siz de sonlara doğru.

Sezgin Kaymaz okumaya devam kesinlikle.


Hoşçakalın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder