Karışık bir odada
Yaşanmışlık vardır.
Ben düzeni severdim
Al işte…
Merhabaa!
Mavi
Saçlı Kız son zamanlarda okuduğum kitaplar arasından en çok etkilendiğim oldu.
Tabii ki gerçek bir hikaye olması böyle hissettirmesinde etkili fakat sadece
hastalığının ve yaşamının zorluğundan değil bu etki. Burçak’ın her şeye rağmen
pozitifliği, umutsuzluğa yer vermemesi, hayata bakış açısı ve daha sayamadığım
birçok şeyi etkiledi beni. Hayran oldum ona. Öyle bir durumda ben onun kadar
cesaretli olabilir miydim, umutla bakabilir miydim bilemiyorum.
Günlükleri
tutmaya 14 yaşında başlamış Burçak, hastalığından birkaç ay önce. Okumaya
başladığınızda dertleri sadece kırık notları, arkadaşları, hoşlantıları olan
bir kız görüyorsunuz. İlerleyen sayfalarda başlayan ağrılarından söz ediyor ve
siz okurken nesi olduğunu biliyorsunuz ya, işte o çok fena hissettiriyor o an.
Daha sonra hastaneye gidiyorlar ve başta yanlış teşhis konuluyor. Bununla
kalmayıp yanlış tedavi uygulanıyor. Bu noktalarda aşırı sinirlendiğimi söylemek
istiyorum. Çünkü Brusella isimli süt ürünlerinden geçen, 21 günde geçen,
bakteriyel bir hastalık olduğu söyleniyor Burçak’ta. Lösemi ve Brusella
arasındaki koca dağı siz de görüyorsunuzdur. Sonrasında yapılan testlerle
Burçak’ın lösemi olduğu ortaya çıkıyor ve hastalık Türk doktorların
tavsiyesiyle Burçak’tan saklanıyor. Tedavi ilk önce İstanbul’da başlıyor, fakat
daha sonra bazı araştırmalarla tedavi için Almanya’nın daha iyi olacağına karar
verilip oraya yerleşiyorlar. Burçak Almanya’ya geldikten bir süre sonra lösemi
olduğunu ailesinden ve oradaki doktordan öğreniyor. Başlarda kanser olduğu
düşüncesi ona yabancı gelse de sonradan yaşamı için müthiş bir mücadele
veriyor. Bu sırada günler arasında uzun farklar olsa da Burçak günlüklere devam
ediyor ayrıca annesinin ve babasının aralara ekledikleri notlarla her şeyi
birlikte yaşıyorsunuz. Tedavinin devam ettiği fakat kanserli hücrelerin tamamen
yok olmadığı sırada doktorlar gerekli her şeyi yaptıklarını fakat hücrelerin
yok olmadığını, son zamanlarını çok istediği bir şeyleri yaparak geçirmelerini
öneriyor. Burçak tamamen iyileştiğini sanarak en büyük hayali Amerika’ya
gidiyor iki haftalığına. Amerika dönüşü Almanya’da yapılan testlerle Burçak’ın
mucizevi bir şekilde iyileştiği görülüyor ve iki ayda bir yapılacak testler
dışında her şey normale dönüyor. Bundan sonra her şey 15 yaşındaki bir kızın
hayatı gibi ilerliyor. Arkadaşlar, aile, eğlence… 16 yaşına gireceği yıl Nisan
ayında hastalığı nüksediyor ve doğum gününden dört gün önce gözlerini
sonsuzluğa yumuyor.
Kitabın
günce olması nedeniyle Burçak ile bir oluyorsunuz. Birlikte gülüp birlikte
ağlayıp birlikte kızıyorsunuz. Hayatın güzel, sevilmesi gerek olduğunu on dört
yaşındaki küçük ama olgun kızla birlikte daha iyi anlıyorsunuz.
Hoşçakalınn!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder