4.2.17

KOPYALANMIŞ ADAM - JOSE SARAMAGO





“Günümüzde gerçeklik diye adlandırdığımız kavrama eskiden hayalgücü dendiğini unutmayın.”

Herkese Merhabaa!

Jose Saramago uzun zamandır okumak istediğim bir yazardı. Kitapçılarda elim hep onun kitaplarına gidiyordu, ama bir türlü alamıyordum. Sonunda Kopyalanmış Adam’ı seçtim Saramago’nun eserlerinden. Şimdi neden Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş, Körlük, Bilinmeyen Adanın Öyküsü’nü okumadın diye düşünebilirsiniz. Ama genelde ben bir yazara çok okunmuş, herkesin elinde olan eserlerinden değil de daha az tercih edilenlerinden başlamayı seviyorum ve Saramago bu konuda beni hayal kırıklığına uğratmadı diyebilirim.


Kitabı gerçekten çok sevdim. Bir kere anlatımı daha önce okuduğum hiçbir kitapta yoktu gerçekten. İnanılmaz farklı geldi bana, bu yüzden de beğenimi bu kadar kazanmış olabilir. Anlatımı sırasında yazar da devreye giriyor kitapta. Bazen yorumlar yapıyor karakter hakkında, bazen bir konu hakkında bilgi veriyor, bazen de bir önceki sayfayla alakalı konuşuyor, bunun sebebi vakti gelince anlaşılacak gibi ifadelerle merakınızı diri tutmayı çok iyi başarıyor araya girişleriyle. Bu özelliği herkes sevmeyebilir tabii ama benim en sevdiğim nokta bu oldu kitapta. Bu arada kitabı açıp sayfaları çevirdiğimde “bu nee? Bunu nasıl okuyacağım” dedim kendi kendime. Çünkü yazılar bitişik, konuşma çizgisi yok, satır başları çok nadir var. Ama korktuğum gibi olmadı çünkü yazar anlatımıyla sizi olayların içine öyle bir alıyor ki hiçbir şey gözünüzü yormuyor.

Tertuliano Máximo Afonso boşanmış, karamsarlık içinde tekdüze bir yaşam süren bir tarih öğretmenidir. Keyfi biraz yerine gelsin diye arkadaşlarının önerdiği bir filmi videoda izlemek üzere alır. Aynı gece evdeki gürültülere uyanınca filmin videoda kendi kendine oynadığını görür. Filmdeki figüranlardan biri kendisinin beş yıl önceki haline tıpatıp, ikiz gibi benzemektedir. Tertuliano bu adamın izini sürmeye çalışır; saplantıya dönüşen arayışının tedirgin edici, hatta dehşet verici sonuçlara ulaşacağını anladığında ve adamın kim olduğunu öğrendiğinde garip bir hikâye gibi başlayan olay, kimlik ve benlik üzerine karmaşık bir düşünceler silsilesine dönüşecektir.

Konusuna bakınca size bir şey katmayacak hissine kapıldıysanız bu histen hemen kurtulun derim. Saramago’nun anlatımı yanında alt metinlerde verdikleri o kadar etkileyiciydi ki kitaplığımı Saramago ile doldurmak istiyorum şu anda. Kitap boyunca Tertuliano’nun kendisini önemsiz, yetersiz, ezik hissettiğini görüyoruz ve kitabın sonunda olan olaylar hep Tertuliano’nun bunlara bağlı olarak içinde verdiği savaştan, çelişkilerinden kaynaklanıyor bana göre. Kendimi tutamayarak şunu da eklemek istiyorum (spoiler olabilir) ki Antonio’dan nefret ettim. Gerçi herkes böyle düşünmeyebilir ama kitabın sonunda gerçekleşen şeylerden ötürü Tertuliano’dan daha çok Antonio’yu suçluyorum.

Kopyalanmış Adam’ı böyle beğendiğime göre yazarın diğer kitaplarını sevmemek gibi bir durumum olacağını hiç sanmıyorum. Az önce de yazdığım gibi kitaplığım Saramago’nun eserlerinden bir sıra yapsın istiyorum ve zamanla kitaplarını bitirmeye çalışacağım. Okuyun, okutturun diyorum son olarak.

Hoşçakalın!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder